-
1 siyah, kara renk
шIуцIэ -
2 kara
1. أحم [أَحَمّ]Anlamı: en koyu renk, siyah2. أدهم [أَدْهَم]Anlamı: en koyu renk, siyah3. أرض [أَرْض]Anlamı: yer yüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak4. أسحم [أَسْحَم]Anlamı: en koyu renk, siyah5. أسخم [أَسْخَم]Anlamı: en koyu renk, siyah6. أسود [أَسْوَد]Anlamı: bu renkte olan7. أسود [أَسْوَد]Anlamı: en koyu renk, siyah8. أقتم [أَقْتَم]Anlamı: en koyu renk, siyah9. بهيم [بَهِيم]Anlamı: en koyu renk, siyah10. حاتم [حاتِم]Anlamı: en koyu renk, siyah11. دلهم [دَلْهَم]Anlamı: en koyu renk, siyah12. زنجي [زِنْجِيّ]Anlamı: bu renkte olan -
3 kara
ξηρά, στεριά, (renk)μαύρος, μελανός -
4 سواد
سَوَاد1. karanlıkAnlamı: ışık olmama durumu2. karartıAnlamı: karaltı3. ekseriyetAnlamı: çoğunluk, çokluk4. karaltıAnlamı: hafif karalık, leke5. çoğuAnlamı: çoğu zaman, çok defa6. çoğunlukAnlamı: sayı üstünlüğü olan7. siyahlıkAnlamı: kara renk -
5 siyahlık
سواد [سَوَاد]Anlamı: kara renk -
6 тёмный
karanlık; koyu renk; kara; cahil* * *1) karanlıkтёмная ко́мната — тж. фото karanlık oda
ночь была́ тёмной — gece karanlıktı
э́то лека́рство на́до храни́ть в тёмном ме́сте — bu ilaç ışıksız yerde korunur
2) koyu renkтёмная соро́чка — koyu renk gömlek
у неё во́лосы тёмные — koyu renk saçlıdır
3) перен. ( неясный) karanlıkв те́ксте есть тёмные места́ — metinde karanlık yerler var
4) перен. ( мрачный) karaв те тёмные дни́ — o kara günlerde
5) перен. ( подозрительный) karanlıkтёмные дела́ — karanlık işler
6) перен. ( невежественный) cahil -
7 чёрный
siyah,kara; arka* * *1) врз kara, siyahчёрная кра́ска — kara boya
кра́сить в чёрный цвет — karaya / siyaha boyamak
чёрные дни перен. — kara günler
чёрные си́лы — перен. kara kuvvetler
чёрное не́бо — siyah gökyüzü
чёрная рабо́та — kara / kaba iş
чёрный ферзь — шахм. siyah vezir
ру́ки, чёрные от гря́зи — kirden siyahlaşmış eller
лицо́ у него́ ста́ло чёрным от го́ря — kahrından yüzü simsiyah kesilmişti
2) arkaчёрная ле́стница — hizmet merdiveni, arka merdiven
3) (чёрное) → сущ., с siyah (renk)он был в чёрном — siyahlar giymişti; karalar giymişti ( в знак траура)
4) (чёрные) → сущ., мн. siyahlarигра́ть чёрными — siyahlarla oynamak
коро́ль чёрных — siyah şahı
••чёрный хлеб — siyah / kara ekmek
чёрный ко́фе — alaturka kahve
чёрная икра́ — siyah havyar
чёрная дыра́ — астр. siyah / kara oyuk
стра́ны Чёрной А́фрики — siyah Afrika ülkeleri
попа́сть в чёрные спи́ски — kara listeye geçmek
занести́ кого-что-л. в чёрные спи́ски — kara listeye geçirmek / almak
называ́ть чёрное бе́лым — akı kara, karayı ak göstermek
чёрные мета́ллы — demir ve çelik (- ler)
чёрная металлу́рги́я — demirçelik metalürjisi
чёрная би́ржа — karaborsa
чёрный ры́нок — karaborsa
-
8 black
adj. kara, siyah; zenci; pis; koyu; kötü, uğursuz, kızgın, karalayıcı; morarmış, kasvetli,————————n. siyah; zenci; siyah giysi, siyah boya; is————————v. siyaha boyamak, siyahlatmak, karartmak* * *siyah* * *[blæk] 1. adjective1) (of the colour in which these words are printed: black paint.) siyah, kara2) (without light: a black night; The night was black and starless.) karanlık3) (dirty: Your hands are black!; black hands from lifting coal.) pis, kirli4) (without milk: black coffee.) sütsüz, sade5) (evil: black magic.) kötü6) ((often offensive: currently acceptable in the United States, South Africa etc) Negro, of African, West Indian descent.) zenci7) ((especially South Africa) coloured; of mixed descent (increasingly used by people of mixed descent to refer to themselves).) zenci2. noun1) (the colour in which these words are printed: Black and white are opposites.) kara/siyah renk2) (something (eg paint) black in colour: I've used up all the black.) siyah renkli şey3) ((often with capital: often offensive: currently acceptable in the United states, South Africa etc) a Negro; a person of African, West Indian etc descent.) zenci3. verb(to make black.) karar(t)mak- blacken
- black art/magic
- blackbird
- blackboard
- black box
- the Black Death
- black eye
- blackhead
- blacklist 4. verb(to put (a person etc) on such a list.) kara listeye almak5. noun(the act of blackmailing: money got by blackmail.) şantaj- Black Maria
- black market
- black marketeer
- blackout
- black sheep
- blacksmith
- black and blue
- black out
- in black and white -
9 أقتم
أَقْتَم1. güneşsizAnlamı: güneş ışınlarıyla aydınlanmayan2. zifiriAnlamı: zifiri gibi kara, çok kara3. karanlıkAnlamı: ışık olmama durumu4. karartıAnlamı: karaltı5. karaAnlamı: en koyu renk, siyah6. loşAnlamı: yeterince aydınlık olmayan, az ışık alan7. kapanıkAnlamı: kapanmış8. karaltıAnlamı: hafif karalık, leke9. karanlıkAnlamı: ışığı olmayan10. kapkaraAnlamı: her yanı kara veya simsiyah11. zulmetAnlamı: karanlık -
10 black
siyah, kara; (kahve) sütsüz, sade; siyahi, kara derili; çok kirli; kötü, ugursuz; çok kizgin, sinirli; seytani; (mizah) kara,siyah renk; siyah giysi; zenci, karartmak, siyaha boyamak; (göz) morartmak; kara listeye almak -
11 أسحم
أَسْحَم1. karaAnlamı: en koyu renk, siyah2. kuzgunîAnlamı: çok koyu, kara3. kapkaraAnlamı: her yanı kara veya simsiyah -
12 أسود
أَسْوَد1. karaAnlamı: bu renkte olan2. karaAnlamı: en koyu renk, siyah3. siyahAnlamı: kara4. zenciAnlamı: siyah ırktan olan kimse, siyahi5. siyahîAnlamı: zenci -
13 ara
антра́кт (м) па́уза (ж)* * *1.1) промежу́ток, расстоя́ние (пространство, разделяющее два предмета)okul ile ev arası yüz metre kadar — расстоя́ние от шко́лы до до́ма о́коло ста ме́тров
2) отре́зок вре́мениara ara — вре́мя от вре́мени; по времена́м
arada neler olmadı — за э́то вре́мя чего́ то́лько не произошло́
arada bir — иногда́, и́зредка, вре́мя от вре́мени
aradan — с той поры́, с тех пор, с того́ вре́мени
aradan bir yıl geçti — [с тех пор] прошёл год
arasından — ме́жду ( двумя событиями)
bir ara — [в] одно́ вре́мя, како́е-то вре́мя
bir ara şehirde yoktu — како́е-то вре́мя его́ в го́роде не́ было;
bu arada — в э́то вре́мя, тем вре́менем
o arada — в тот моме́нт
3) переры́в, па́уза; антра́кт; тайм-а́утara almak — спорт. взять тайм-а́ут
ara vermek — прерва́ться, сде́лать переры́в
ara vermeden — беспреры́вно, непреры́вно
4) отноше́ния ( между людьми)araları — их отноше́ния
araları pek iyidir — у них прекра́сные отноше́ния
araları açık — ме́жду ни́ми плохи́е / натя́нутые отноше́ния
aralarını bozmak / açmak — по́ртить отноше́ния, се́ять вражду́, вноси́ть раздо́р
aralarını bulmak — помири́ть кого с кем
Emine ile aralarını bulmaya çalışacağını söyledi — он сказа́л, что попыта́ется помири́ть его́ с Эмине́
arası — его́ отноше́ния
arası açık — он в плохи́х отноше́ниях (с кем-л.)
eviyle arası açık — он не в лада́х со свое́й семьёй
arası / araları açılmak — испо́ртиться - об отноше́ниях
arası hoş / iyi olmak — а) быть в дру́жественных отноше́ниях (с кем-л.); б) получа́ть удово́льствие (от чего-л.)
arası hoş / iyi olmamak — недолю́бливать
araya girmek — а) посре́дничать; б) впу́тываться, вме́шиваться (в дела и т. п.), помеша́ть чему
araya soğukluk girdi — в их отноше́ниях возни́к холодо́к, они́ охладе́ли друг к дру́гу
arayı soğutmak — постепе́нно охладе́ть друг к дру́гу
2.arayı yapmak — помири́ться с кем
находящийся между чем-л.ara kapı — прохо́д, а́рка (между двумя зданиями и т. п.)
ara renk — полуто́н, отли́в
3.ara sokak — переу́лок
в функции служ. имениarasına — в...
kalabalık arasına sokulmak — бро́ситься в толпу́, смеша́ться с толпо́й
arasında — ме́жду, среди́
dostlar arasında — среди́ друзе́й, ме́жду друзья́ми
iki ev arasında — ме́жду двумя́ дома́ми
kalemler arasında — среди́ ру́чек
toplantılar arasında — ме́жду заседа́ниями / собра́ниями
bu yol köy ile orman arasından geçer — э́та доро́га прохо́дит ме́жду дере́вней и ле́сом
parmaklık arasından — че́рез решётку
aramızdan — из нас, из на́шей среды́
aramızdan biri — оди́н из нас
öğrenciler arasından — из числа́ студе́нтов
••- aradan çıkarmak
- aradan çıkmak
- aradan çekilmek
- araya girmek
- araya gitmek
- araya kaynamak
- arada kalmak
- aralarından kara kedi geçmiş
- aralarına kara kedi girmiş
- aralarında dağlar kadar fark var
- araya koymak
- aralarından su sızmaz -
14 أحم
أَحَمّ1. karaAnlamı: en koyu renk, siyah2. kapkaraAnlamı: her yanı kara veya simsiyah3. siyahîAnlamı: zenci -
15 أدهم
-
16 أسخم
-
17 بهيم
-
18 حاتم
حاتِم1. menhusAnlamı: uğursuz2. kadıAnlamı: yargıç, hakim3. karaAnlamı: en koyu renk, siyah4. kapkaraAnlamı: her yanı kara veya simsiyah -
19 dark
adj. karanlık, ışıksız; kara, koyu, loş; esrarlı, gizli; kötü; korkutucu; bulanık; üzüntülü, kasvetli, asık suratlı————————n. karanlık; akşam; koyu renk; belirsizlik, bilgisizlik; gölge* * *karanlık* * *1. adjective1) (without light: a dark room; It's getting dark; the dark (= not cheerful) side.) karanlık2) (blackish or closer to black than white: a dark red colour; a dark (= not very white or fair) complexion; Her hair is dark.) esmer3) (evil and usually secret: dark deeds; a dark secret.) kötü2. noun(absence of light: in the dark; afraid of the dark; He never goes out after dark; We are in the dark (= we have no knowledge) about what is happening.) karanlık- darken- darkness
- keep it dark -
20 دلهم
دَلْهَمkaraAnlamı: en koyu renk, siyah
См. также в других словарях:
kara — 1. is. 1) En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım. B. S. Erdoğan 3) Esmer 4) sf., mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı 5) mec. Yüz kızartıcı durum, leke 6) mec. İftira… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara sarı — is. 1) Siyaha çalan sarı Yüzünde kara sarı bir renk arada bir değişiyordu. Y. Kemal 2) sf. Bu renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuzguni siyah — is. 1) Çok koyu, kara renk 2) sf. Bu renkte olan Öte yanında kuzguni siyah, iri bir kedi vardı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
siyahlık — is., ğı 1) Siyah olma durumu, kara renk 2) Karanlık veya koyuluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
AHLES — Kara ile kırmızı arasında olan renk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TUHLA — Kara ile boz arasındaki renk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Liste der Weltmeister in der Leichtathletik/Medaillengewinnerinnen — Weltmeister Leichtathletik Übersicht Alle Medaillengewinner Alle Medaillengewinner … Deutsch Wikipedia
Speerwurf — Eric Lemming, dreimaliger Olympiasieger, gilt als Erfinder der modernen Speerwurftechnik. Speerwurf (Speerwerfen, englisch javelin) ist eine Disziplin der Leichtathletik, bei der ein Speer nach einem Anlauf möglichst weit zu werfen ist. Dafür… … Deutsch Wikipedia
List of Advanced Dungeons & Dragons 2nd edition monsters — See also: Lists of Dungeons Dragons monsters This is the list of Advanced Dungeons Dragons 2nd edition monsters, an important element of that role playing game.[1] This list only includes monsters from official Advanced Dungeons Dragons 2nd… … Wikipedia
leke — is., Far. leke, lekke 1) Kirliliği gösteren iz Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi. A. Ş. Hisar 2) Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan farklı renk Kuyruğunun ucu ile alnının orta yerinde beyaz lekeler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Liste des médaillées féminines aux Championnats du monde d'athlétisme — Médaillés en athlétisme Championnats du monde En plein air hommes … Wikipédia en Français